İSTANBUL, (DHA)- GLOKOM hastalığının körlük nedenleri içerisinde ilk sıralarda yer aldığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Kadriye Ufuk Elgin, bugün dünyada 80-90 milyon glokomlu olduğu bilinmektedir. Her glokomlu ‘potansiyel görme engellidir. Glokom hastalığını tamamen iyileştirmek mümkün değil ancak ilerlemesini durdurmak elimizde” dedi.Dünyagöz Ankara Hastanesi'nden Prof. Dr. Kadriye Ufuk Elgin, Glokom Haftası kapsamında açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Elgin, hastaların tedaviyi aksatmamaları gerektiğini belirterek “Tanı konulduktan sonra tedavisi mümkün olan glokom hastalarının ilaçlarla veya gerekli durumlarda ameliyatlarla körlüğe gidişi engellenebiliyor. Ancak görmesini yitirmiş bir gözün tekrar görmesi maalesef mümkün değil. Bu yüzden hastaların, önerilen tedaviyi uygulamaları ve özellikle Ramazan ayında oruç tutan glokom hastalarının göz damlasını damlatmayı ihmal etmemeleri gerekir. Göz damlası orucu bozmaz ama bu damlanın bir doz bile atlanması körlüğe sebep olabilir” ifadelerini kullandı.‘DAMLA KULLANIMI BİR DOZ BİLE ATLANMAMALI’Prof. Dr. Elgin, glokom hastalığının tedavisindeki asıl amacın, tanı alan hastanın görme seviyesini korumak olduğunu vurgulayarak “Görme yeteneğimizin sessiz hırsızı olan Glokom hastalığını tamamen iyileştirmek mümkün değil ancak ilerlemesini durdurmak elimizde. Bunun için, glokom hastalarının yapmaları gereken en önemli şey doktorların söylediği saatte ve dozda damlalarını damlatmak ve önerilen tedavilere uymaktır. Doktorunuzun yazdığı ilaçları önerilen saatlerde ve dozda kullanarak göz içi basıncını normal seviyelere düşürerek hastalığı kontrol altında tutmak mümkündür. Bu yüzden özellikle Ramazan ayında oruç tutarken göz damlasını damlatmayı ihmal etmemek gerekir. Göz damlası orucu bozmaz ama bu damlanın bir doz bile atlanması körlüğe sebep olabilir” diye konuştu.‘GLOKOM HASTASININ YAŞAM TARZI ÇOK ÖNEMLİ’Glokomlu hastanın yaşam tarzının, hastalığın gidişatı açısından son derece önemli olduğunu da ekleyen Prof. Dr. Elgin beslenme önerilerini şu şekilde sıraladı:“Hastanın beslenme tarzı ve diğer alışkanlıkları da hastalığın gidişatını etkiler. Sağlıklı dinamik bir vücuda sahip olmanın yanı sıra bol sebze, meyve içeren Akdeniz tarzı diyet ile beslenme glokomu olumlu yönde etki eder. Glokomlu hastaların günlük diyetinde, narenciye ve yeşil bitkilerde bulunan C vitamini; badem, ay çekirdeği, kabak çekirdeği, fındık, ceviz gibi kuruyemişlerin yanı sıra avokado gibi bazı sebzeler ve balıkta bulunan E vitamini; tahıl ürünlerinde çokça bulunan B vitamini yer almalıdır. Yaban mersini, çilek vb. diğer kırmızı ve mor meyveler, özellikle balık yağı, keten tohumu yağı ve ceviz gibi omega-3 ve omega-6 içeren gıdalar, çekirdekli siyah üzüm ve bitter çikolata Glokoma karşı faydalıdır.”‘SİGARADAN UZAK BİR YAŞAM SON DERECE ÖNEMLİ’Prof. Dr. Elgin, “Sigaradan uzak bir yaşam, tüm vücut sağlığı için olduğu gibi glokomla mücadele için de son derece önemlidir. Alkol tüketimi ile glokom arasında bir ilişki ise net olarak bilinmemektedir. Ancak günde bir kadeh kırmızı şarap içilmesi, antioksidan özelliği nedeniyle glokom için faydalı olabilir. Günde 2-3 kupayı geçmeyen siyah ve yeşil çay tüketimi glokom için faydalı iken, aşırı kahve içimi hastalığı olumsuz yönde etkiliyor” dedi.Düzenli egzersizin genel vücut sağlığı için olduğu kadar glokoma karşı da büyük oranda önemli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Elgin, “Düzenli olarak haftada 3-4 kez, 40-45 dakika dinamik aerobik egzersiz (yürüme, koşma, bisiklet vs) idealdir. Glokom hastaları için uygun olmayan sporlara gelince: Başın aşağıda kaldığı atipik pozisyonlara bağlı olarak yoga, benzer şekilde ağırlık çalışmaları, skuat gibi izometrik egzersizler ve bungee jumping gibi sporlar uygun değildir. Ayrıca sıkı yüzücü gözlükleri ve dalış sporu da glokomlu hastalar için uygun değildir” ifadelerini kullandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
‘Her glokom hastası potansiyel görme engellidir’
‘Her glokom hastası potansiyel görme engellidir’
İSTANBUL, (DHA)- GLOKOM hastalığının körlük nedenleri içerisinde ilk sıralarda yer aldığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Kadriye Ufuk Elgin, bugün dünyada 80-90 milyon glokomlu olduğu bilinmektedir. Her glokomlu ‘potansiyel görme engellidir. Glokom hastalığını tamamen iyileştirmek mümkün değil ancak ilerlemesini durdurmak elimizde” dedi.Dünyagöz Ankara Hastanesi'nden Prof. Dr. Kadriye Ufuk Elgin, Glokom Haftası kapsamında açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Elgin, hastaların tedaviyi aksatmamaları gerektiğini belirterek “Tanı konulduktan sonra tedavisi mümkün olan glokom hastalarının ilaçlarla veya gerekli durumlarda ameliyatlarla körlüğe gidişi engellenebiliyor. Ancak görmesini yitirmiş bir gözün tekrar görmesi maalesef mümkün değil. Bu yüzden hastaların, önerilen tedaviyi uygulamaları ve özellikle Ramazan ayında oruç tutan glokom hastalarının göz damlasını damlatmayı ihmal etmemeleri gerekir. Göz damlası orucu bozmaz ama bu damlanın bir doz bile atlanması körlüğe sebep olabilir” ifadelerini kullandı.‘DAMLA KULLANIMI BİR DOZ BİLE ATLANMAMALI’Prof. Dr. Elgin, glokom hastalığının tedavisindeki asıl amacın, tanı alan hastanın görme seviyesini korumak olduğunu vurgulayarak “Görme yeteneğimizin sessiz hırsızı olan Glokom hastalığını tamamen iyileştirmek mümkün değil ancak ilerlemesini durdurmak elimizde. Bunun için, glokom hastalarının yapmaları gereken en önemli şey doktorların söylediği saatte ve dozda damlalarını damlatmak ve önerilen tedavilere uymaktır. Doktorunuzun yazdığı ilaçları önerilen saatlerde ve dozda kullanarak göz içi basıncını normal seviyelere düşürerek hastalığı kontrol altında tutmak mümkündür. Bu yüzden özellikle Ramazan ayında oruç tutarken göz damlasını damlatmayı ihmal etmemek gerekir. Göz damlası orucu bozmaz ama bu damlanın bir doz bile atlanması körlüğe sebep olabilir” diye konuştu.‘GLOKOM HASTASININ YAŞAM TARZI ÇOK ÖNEMLİ’Glokomlu hastanın yaşam tarzının, hastalığın gidişatı açısından son derece önemli olduğunu da ekleyen Prof. Dr. Elgin beslenme önerilerini şu şekilde sıraladı:“Hastanın beslenme tarzı ve diğer alışkanlıkları da hastalığın gidişatını etkiler. Sağlıklı dinamik bir vücuda sahip olmanın yanı sıra bol sebze, meyve içeren Akdeniz tarzı diyet ile beslenme glokomu olumlu yönde etki eder. Glokomlu hastaların günlük diyetinde, narenciye ve yeşil bitkilerde bulunan C vitamini; badem, ay çekirdeği, kabak çekirdeği, fındık, ceviz gibi kuruyemişlerin yanı sıra avokado gibi bazı sebzeler ve balıkta bulunan E vitamini; tahıl ürünlerinde çokça bulunan B vitamini yer almalıdır. Yaban mersini, çilek vb. diğer kırmızı ve mor meyveler, özellikle balık yağı, keten tohumu yağı ve ceviz gibi omega-3 ve omega-6 içeren gıdalar, çekirdekli siyah üzüm ve bitter çikolata Glokoma karşı faydalıdır.”‘SİGARADAN UZAK BİR YAŞAM SON DERECE ÖNEMLİ’Prof. Dr. Elgin, “Sigaradan uzak bir yaşam, tüm vücut sağlığı için olduğu gibi glokomla mücadele için de son derece önemlidir. Alkol tüketimi ile glokom arasında bir ilişki ise net olarak bilinmemektedir. Ancak günde bir kadeh kırmızı şarap içilmesi, antioksidan özelliği nedeniyle glokom için faydalı olabilir. Günde 2-3 kupayı geçmeyen siyah ve yeşil çay tüketimi glokom için faydalı iken, aşırı kahve içimi hastalığı olumsuz yönde etkiliyor” dedi.Düzenli egzersizin genel vücut sağlığı için olduğu kadar glokoma karşı da büyük oranda önemli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Elgin, “Düzenli olarak haftada 3-4 kez, 40-45 dakika dinamik aerobik egzersiz (yürüme, koşma, bisiklet vs) idealdir. Glokom hastaları için uygun olmayan sporlara gelince: Başın aşağıda kaldığı atipik pozisyonlara bağlı olarak yoga, benzer şekilde ağırlık çalışmaları, skuat gibi izometrik egzersizler ve bungee jumping gibi sporlar uygun değildir. Ayrıca sıkı yüzücü gözlükleri ve dalış sporu da glokomlu hastalar için uygun değildir” ifadelerini kullandı.
En Çok Okunan Haberler